Perşembe, Nisan 12, 2012

Meral Okay ve değerli insanlar...

Gidenlerin ardından...


Gazetede okudum.
Meral Okay’la Beynelmilel filminde çalışan ve dostu olan Sırrı Süreyya Önder Meral Okay’ın ölüm haberinin ardından Okay’ı şu sözlerle anlattı. “Bilenler, tanıyanlar için, ya da hayatına bir kez dokunduğu insanlar için unutulması mümkün olmayan insanlar sınıfındaydı. Meral, vefanın bir diğer adıydı. Kendisini kanıtlayan, ürettikleri konuşulan isimlerden birisiydi. Emeğin tarumar edildiği bir pazarda, ne kendi emeğini ne de başkalarının emeğini ucuz etmeyen, heba etmeyen bir insandı. Her toplumsal itirazın destekleyeni ya da yanında duranı olurdu. Ne diyelim, mekanı cennet olsun."

Meral Okay, mal varlığını İzmir Selçuk Şirince'deki Matematik Köyü'ne bağışlamış. İz bırakmak, varken gidişi düşünmek,...

Ayrılıklar üzüyor insanı. Hani burnunun direğinin sızlaması diye bir deyim vardır. O deyimi son 1-2 yılda çok iyi özümsedim. Çok sevdiğim bir arkadaşımın ani kaybı ile başlayan bir rüzgar sanki bu. Ara ara tamam artık desem de sanki anafor olmuş dönüp duruyor. Hiç kimse sevdiklerinden ayrılmak istemez. Ayrılık kendimiz için, ihtiyaç duyduğumuz için üzücüdür. kontrolümüz dışında olduğunda daha da üzücü olur. bu bir dost, bir gülen yüz, bir çift sıcak el, bir omuz olabilir... Meral Okay'ın gidişi, bu şehre geldiğimde kendimi güvende hissetmemi sağlayan Dr.Erdal Başaran'ın gidişi ile birlikte oldu. İnsanlar acı çekmesin yeter ki dedim. Aynı hisleri bir yıl önce babamı kaybettiğimizde de yaşamıştım. Yeter ki acı çekmesinler. Ben yüreğimin sızlamasıyla bir şekilde başederim. Zaten var mı alternatifi? Benim bildiğim yok. Yürekler sızlayacak, ayrılıklar yaşanacak ... 

Bize düşen ayrılık zamanına kadar geçen süreyi iyi değerlendirmek, dünyanın hırsları arasında birbirimizi kırmamak... Öyle değil mi ya?

Huzurla...    

Hiç yorum yok: