Perşembe, Mart 14, 2013

Tıp Bayramı


14 MART....


Hekimliğe idealizmiyle ömrünü adamış  rahmetli babacığım Doktor Orhan Gülerman'ın nezdinde tüm hekimlerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. 





14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.
İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşmiştir.
1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta Tıp Haftası olarak kabul edilmektedir. Dünyada da benzer kutlamalar, farklı tarihlerde yapılıyor. Örneğin ABD'de ameliyatlarda genel anestezinin ilk defa kullanıldığı 30 Mart 1842 tarihinin yıldönümü; Hindistan'da ünlü doktor Bindhan Chandra Roy'un doğum (ve aynı zamanda ölüm) yıldönümü olan 1 Temmuz günü "Doktorlar Günü" olarak kutlanır.

Eeee diyebilirsiniz şimdi bu bilgileri heryerden bulabilirdik. Doğru. Ama konuya bir giriş yapmak istedim. Akademik yönü budur. Tıp haftası da kutlanır. Ancak doktorlarımızın gerçekten kıymeti bilinir mi? Türkiye'de idealist doktor kesiminin pek de kıymetli olmadığını camianın içindekiler çok iyi bilirler. Şartlar, dönem değişti. Artık hastalarından önce hayat mücadelesine konsantre olmaları gerekiyor hekimlerimizin... Halbuki öyle mi olmalı? Yorumsuz...

Dün akşam 1960'lardaki Tıp Fakülteleri ile şimdilerin mezunlarından da bahsedildi. Tıp Fakültesi mezunlarının niceliği arttı ama ya niteliği? Peki ya deontoloji? Yorumsuz...
Devlet erkanı kutlama mesajları yayınlıyor. Ama kaçı bu mesajları kendisi yazıyor? Tamam tüm yöneticiler çok meşgul, ama kaçı bu mesajların altına imzalarını atarken gerçekten hissediyor?

Ülkemizde tıp fakültelerinden mezun olan doktorlarımız Hekimlik Andını okumaktadırlar. Hekimlik Andı, temelini ve özünü Hipokrat Yemini'nden almaktadır. Hipokrat Yemini, insan hayatının herşeyin üstünde olduğunun ilk defa bir metinde vurgulaması anlamında büyük önem taşır. Koşullar ne olursa olsun, insanlığın sonuna kadarda tıbbi etik açısından ideal tıp adamlarının nasıl olması gerektiğini tanımlar. Umarım hekimliğin  ne kadar yüce bir meslek olduğunu, Hekimlik andı ile hastalarına hizmete başlayan tüm hekimlerimiz ile bu sektörün eğitimci ve yöneticileri yüreklerinde her zaman taşırlar.

HEKİMLİK ANDI

Hekimlik mesleği üyeleri arasına katıldığım şu anda, hayatımı insanlık yoluna adayacağımı açıkça bildiriyor ve söz veriyorum.

Hocalarıma saygı ve gönül borcumu her zaman koruyacağıma, sanatımı vicdanımın buyrukları doğrultusunda dikkat ve özenle yerine getireceğime, hasta ve toplumun sağlığını baş görev sayacağıma, benden hizmet bekleyen kimselerin sırlarına saygılı olacağıma ve onları saklayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve temiz töresini sürdüreceğime, meslektaşlarımı kardeş bileceğime, Din, Milliyet, Irk, siyasi eğilim ya da toplumsal sınıf ayrımlarının görevimle hastam arasına girmesine izin vermeyeceğime, İnsan hayatına kesinlikle saygı göstereceğime, baskı altında kalsam bile tıp bilgilerimi insanlık değer ve yasalarına karşı kullanmayacağıma, açıkça, özgürce ve namusum üzerine and içerim.

HİPOKRAT YEMİNİ 

Hekim Apollon, Aesculapios, Hygeia ve Panacea adına, bütün Tanrılar ve Tanrıçaların şahitliğinde yemin ederim ki, aşağıdaki andımı kabiliyetim ve gücüm yettiğince yerine getireceğim. Bu sanatı bana öğreteni ebeveynim yerine koyacağım, hayatımı onunla paylaşacağım ve ihtiyacı olursa mallarımı onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşlerim gibi bakacağım, istedikleri taktirde bu sanatı onlara ücretsiz ya da yazılı bir söz almaksızın öğreteceğim, bilgilerimi oğullarıma, ustalarımın oğullarına, ve bu mesleğin kurallarını kabul edenlerden başka kimseye öğretmeyeceğim. Tedavi reçetelerimi kabiliyetim ve gücüm yettiğince hiçbir zaman birisine zarar vermek için değil, hastalarımın iyiliği için kullanacağım. Hiç kimseyi memnun etmek için ölümcül bir ilaç reçete etmeyeceğim gibi, ölümüne neden olabilecek bir tavsiyede dahi bulunmayacağım. Bir kadına düşük yaptıracak aletler vermeyeceğim. Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım. Bıçağımı mesanesinde taş olduğu aşikar olanlar için bile kullanmayacağım, bu işi ehillerine bırakacağım. Gittiğim her eve sadece hastanın iyiliği için gireceğim, kendimi hastalık yapıcı etkenlerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun kadın ve erkeklerle aşkın hazlarından uzak tutacağım, sanatımın icrası esnasında ya da günlük hayatımda bana gelen ve yayılmaması gereken bilgileri sır olarak tutacağım ve hiçbir zaman açmayacağım. Bu andımı tuttuğum sürece, hayatım ve sanatımın icraası bana mutluluk versin, tüm insanlar tarafından her zaman saygı göreyim, eğer yeminimden dönersem bunun zıddı bana az gelsin.

Cuma, Mart 08, 2013

Dünya Emekçi Kadınlar Günü


Günaydın,
Öncelikle yaşamlarını topluma ve dünyaya bir değer katarak geçiren tüm kadınlarımızı bu anlamlı günde kutluyorum. Emeklerinize sağlık...  

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadın haklarının kazanılmasında, nerelerden başlandığını ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması için özel bir gündür. Günümüzde 8 Mart, içi boşaltılmış biçimiyle de olsa, “Uluslararası Kadın Günü” olarak artık dünya ölçüsünde genel bir kabul görüyor. Bu nedenle, bugüne ait notları ve Antalya Büyükşehir Belediyesinin katkısıyla bu kapsamda hazırlanmış etkinlikleri paylaşmak isterim.  

TARİHÇE

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı. 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda tarih 8 Mart, adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı.

ETKİNLİKLER

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın sivil toplum örgütleri ile birlikte organize ettiği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Kadınlar Günü’nde, Kadınlar Tiyatroyla Buluşuyor projesinde yer alan amatör tiyatrocu kadınlar, yeni oyunları “Çekiyorum Gülümseyin”i saat 14.00’de ABT Kültür Salonu’nda kadınlar için sahneleyecek. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘Kadının Dünyadaki ve Türkiye’deki Yeri’ konulu konferans saat 16.00’da AKM’de düzenlenecek. Yavuz Özcan Parkı’nda ise Emekçi Kadınlardan El Emeği Kermesi gerçekleştirilecek.








Çarşamba, Ocak 09, 2013

YOGA'ya buyrun

Bu, öncelikle bir sohbet daveti ama burada yoganın gerçekten benim üzerinde yarattığı etkileri yazmak istiyorum. Sohbet daveti Bahar Kayahan ile Akademi Maestro'da. Ben iki hafta öncesine kadar pilates yapmış ve kesinlikle bedenimi en iyi emanet edeceğim spor dalının pilates olduğunu düşünüyordum. Aslında spor dalı dersek belki hala öyle. Ama yoğga bambaşka bir olgu. Olgu dedim çünkü adlandıramadım şimdilik başka türlü. Bedeninizi ve ruhunuzu disipline etme, özüne -doğaya- döndürme faaliyeti diyebiliriz...

Arkası yarın.... :)