Salı, Şubat 14, 2012

Sevgililer Günü Ruhu


Sevgililer günü gelmiş çatmış. Erkeklerde bir telaş. Kimi ne yapsam da sevgilimi mutlu etsem, çoğu kimi de şu günü nasıl savsam da bizimki surat asmasa...

Biraz araştırıp alıcı gözle okudum. Nerden gelir nereye gider bugünün hikayesi diye. Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanıyormuş. Zeus ile Hera'nın bu işte de parmağı var. Bayılıyorum şu ikiliye. Heryerde varlar.
 
Antik Roma'da 15 Şubat, bereket tanrısı Lupercus'a adanmış. Bereketi, doğurganlığı artıran dokunuşlar, Roma sokaklarında koşturmacalar… Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat'ta genç erkeklerin genç kızların isimleri yazlı kura çekerek bayram boyunca 'çift' olma alışkanlığı da varmış. 469'da Papa bu gidişata bir dur diyerek kuraya azizlerin isimlerini koymuş. Bayramın da tadı tuzu kalmamış…

Geliyoruz Ortaçağa… Romantik aşk, tutku ve kırmızı, Valentine ile özdeşleşiyor. Aşk, tutku 14 Şubata hep damgasını vuruyor. Güzel sözler, notlar vs vs…
14 Şubat, 1800 yıllarda Amerika'lı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur. 1969 yılında kilise buna da kızmış olsa gerek, Aziz Valentine gününü takvimlerinden çıkartıyor. Ah bu din adamları…

Günümüze geldiğimizde bir bakıyoruz ki bir tüketim çılgınlığına dönüşüvermiş bu aşk, tutku, sevgi kokan gün… Eskiden paraları mı yokmuş, duyguları mı çokmuş bilinmez ama bir iki güzel söz, belki bir minik not yetermiş mutluluk için. Şimdi öyle değil işte, ne alsam, nereye götürsem, ne kadar çok para harcasam, vs vs. Birçok kişi neyi neden kutladığını bilmeden motomot bir sevgililer günü heyecanı… Maskülen ortamlarda çalışan kadınlar bunu daha iyi anlayacaktır. Erkekler için hep bir karın ağrısı olur sevgililer günü kutlamaları. Kadınlar arasında da gizli bir yarış. Ne aldı? Nereye gittiniz? Hele bir de sosyalist bakışlı bir sevgiliniz varsa yandınız, özellikle bugün hiçbirşey beklemeyin ondan.

Siz gelin bir tatlı gülüş, bir dokunuş ve içinizden geliyorsa biriki satır karalayıp verin sevdiğinize. Ama bunu moda bugüne yönlendirdiği için değil her gün yapın. Beklenmedik her an… Sıyırın ruhunuzu toplumun otomanyak tüketim çılgınlığından…

Sevgiyle kalın, mutlu olun.

Hiç yorum yok: