Perşembe, Şubat 09, 2012

DROG Etkisi

İtiraf edeyim, bir süredir birşeyler yazmak istiyorum ama konsantre olamıyorum. Aklımda düşünceler uçuşuyor, bir yandan zamanı yakalamaya çalışıyorum. Fotoğraflarımı toparlıyorum. Ama blogumdan uzak kalınca sanki arkadaşlarımı ihmal ediyormuş gibi de hissediyorum. 

Tam 1 yıl önce bugün ameliyat oldum. Hayatımın dönüm noktasıydı. Kendimi sevgili doktorum Ali Kızılateş'in ellerine huzurla emanet ettim. Yeniden bir dönem başladı hayatımda... Ama bir yandan da düşünüyorum, 1 yıl oldu babacığımı görmeyeli. Kokusunu o tatlı şefkatli ellerinden almayalı. Bunu yazarken sıcaklığını hissedebiliyorum. 11 Mart'ta, onu sonsuzluğa uğurladığımız günün yıldönümünde  ne hissedeceğimi de bilmiyorum. O anı, dakikası dakikasına hissetmiş biri olarak... Bir siluet, ışıklar ve huzur içinde bedenden ayrılıyor, her taraf beyaz, beden yorgun, upuzun, uykuda... O an kalbim duracak gibi olmuştu. "Ah şimdi gitti" dedim. Tutmak istedim mi? Bilmem. Ruhunun artık rahatlama zamanı gelmiş gibiydi. Ankara'nın karla kaplı soğuğunda, tüm doktorlar yürüyordu. O da eşlik ediyordu. Zaten hep demezmiydi : "Mühim olan topal eşekle sürüye katılmaktır." diye. İşte son anda onu da yaptı. Belki yürümüyordu ama beyazlara bürünmüş, o çok sevdiği mesleğine meslektaşlarına destek veriyordu. Sizinle dedim doktor arkadaşlarıma. Dünyadaki son nefesini verdikten sonra bile bırakmadı sizi. Ve üstelik bizim de size katılmamızı sağladı. Kuş gibi gidiyor hür, mutlu, ışıltılı derken gökyüzündeki aydınlık dikkatimizi çekti. Sadece acısı içini sivri bıçak ucu gibi çizen bizim değil, o gün bizimle olan herkesin ortak fikriydi. Cebecide ağaçlar arasından kabre düşen ışık, cıvıldayan kuşlar sanki kutlama yapıyor gibiydiler. Dünyada o çok sevdikleri, elinden yem yedikleri DROG nihayet aralarına katılmıştı. Pembe karanfillerle süslenen kabir onun nurlara kavuşmasında sadace bir araçtı ve o gün orada olan herkes bunun mağrur duruşunu taşıyordu. 

Canım Babam, 

Öğretilerinle duruyoruz ayakta, 
Sevginle yaşıyoruz hala,
Yüreğimiz isyan etse de bazen dünyadaki haksızlıklara,
Devreye giriyorsun ruhunla,

Sevgili Güney'in emanet bana,
Teşkilat da Hakan'a,
Bekliyoruz sabırla,
Sana kavuşacağımız günü sonsuz ışıkta...

Dediğin gibi şubat başında,
Yakında olacağım oğlumun yanında,
Önce 5.katta, 
Sonra göğün 7.katında,
Yetişeceğim her ihtiyacınızda,
İki kat hızla,
Bedene takılmadan ruhumla...

Sevgi yumağın hep seninle, sen hep onunla....




3 yorum:

Bilge Adam dedi ki...

Babanıza Allah'tan Rahmet diliyorum. Ama şu anki psikolojik durumumda bu yazıyı okumak yıprattı beni...

Juju dedi ki...

"Neden" desem?

Bilge Adam dedi ki...

Bir cümleyle ifade edilmez ki edeyim...