Salı, Ocak 10, 2012

Yeni Yıl Mesajı

Hoşgeldin 2012...

Yeni yıl yeni yıl dedik, yılbaşı heyecanı yaşadık. Ağaçlar, ışıklar kuruldu. Hediyeler alındı. Heyecan yapıldı bol bol. Bizim evi çocuklar ışıklı ev diye gösteriyorlarmış. Ne hoş oldu, güzel oldu... Dostlarla birarada güzel masa sohbetleri, leziz yemekler, saat gece yarısını vurduğunda bahçede patlatılan şampanya, hatta ardından patlatılan maytaplar...

Yılbaşı bizim neslin çocukluğunda daha farklıydı. Şimdiki kadar yoğun bir otel kültürü yoktu. Tüm aile bir evde toplanır, yenilir-içilir, tombala oynanır, at yarışı oynanır, danslar edilirdi. Saat gece yarısını vurduğunda her evde bir heyecan, herkes o zamanın tek kanalı TRT'nin başında dört gözle Nesrin Topkapı'nın hepi topu 5 dakika süren dansını beklerdi. Ardından Zeki Müren, Ajda Pekkan, Sezen Aksu vs vs... Bunların tümü olurken herkesin kalbi bir pıt daha hızlı atar, yeni yıl daha bir umutla karşılanırdı. Yürekler daha büyüktü sanki o yıllarda... 

Geçenlerde buna benzer bir olay daha yaşadık. Çocukken o heyecanla bekleyip sadece 1, enfazla 2 bölüm seyredebildiğimiz Pembe Panter'in tüm bölümlerinin olduğu DVD'yi yine çocuk ruhunu kaybetmemiş olan çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdan (Antalyanın muhtarı derim ben kendisine:) ) aldık. Eve geldik bir heves açtık. Başladık seyretmeye... 1 bölüm, 2 bölüm, 3 bölüm... derken içimiz bayılmaya başladı. Ve dayanamayıp kalktık televizyonun başından. Herşeyin dozunda olması çok önemli... İnsanların yeni yıl ruhunu kaybetmelerindeki sebep te bu işte. Herşey var, fazla var, doyumsuzluk ise çığ gibi büyüyor.
Biz yine de o ruhu kaybetmemek adına, danslarımızla, tombalamızla yeni yılı karşıladık. Bize neşe katan arkadaşlarımıza çok içten teşekkürlerimle.

Hepinizin yeni yılını kutluyorum, ruhunuzun bir köşesindeki çocuk bırakın bir ömür size eşlik etsin. Şirketimizin Yeni Yıl Kutlamasında da yazdığım gibi,


2012 umutlarla gelsin
Sinerjimiz hiç kaybolmasın





Hiç yorum yok: