Pazartesi, Haziran 25, 2012

Rus tarihsel operaları arasında en iyilerden biridir Prens İgor. Bugün konserlerde ayrı bir parça olarak da çalınan ve Borodin’in en tanınan eseri olan ‘Poloveç Dansları’ bu opera içinde yer alır. Maalesef Prens İgor'un Borodin tarafından bestelenmesi yarım kalmış ve bestecinin ölümünden sonra Rimsky-Korsakov ile Alexander Glazunov tarafından tamamlanmıştır.

Aynı zamanda kimyacı olan Borodin'in, ilginç bir yaşam öyküsü var.1833’de St.Petersburg’da Luka Semyonovich Gedeanishvili adında bir Gürcü prensin gayrimeşru oğlu olarak doğmuş. Babası onu kendi yerine, serflerinden Porfiry Borodin’in evladı olarak kaydettirmiş. Piyano derslerini de kapsayan iyi bir eğitim almış. Erken yaşta hem bilim hem de müzikte yetenek göstermiş. Daha sonraları her iki alanda yoğun bir yaşam sürdürmüş ve 54 yaşında katılığı bir balo sırasında ani bir kalp krizi sonucu yaşama veda etmiş.

“Prens İgor” Operası; aşk, kıskançlık, savaş, haksızlık ve vefasızlığın muhteşem armonisi olarak değerlendirilmiş müzik çevrelerince. Aleksandr Porfiriy Borodin’in doyumsuz müziği eşliğinde: Poloveç hükümdarı Konçak Han’a esir düşen Prens İgor’un başından geçenler izlenir. Özellikle, tutsak prens onuruna verilen şölende sergilenen Poloveç ve Peçenek dansları büyüleyicidir.


Prens İgor, Türkiye de ilk kez 31 Mart 1993 tarihinde Ankara’da sahnelenmiş. Bir Rus Klasiği olan "Prens İgor" Operası, 2003 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nce de sahnelenmiş.


En sağlıklı bilgiyi aldığım kaynak:

http://begonvilliev.blogspot.com/2009/05/en-sevdiklerimden-prens-igor-alexander.html

Bol müzikli günler...

Hiç yorum yok: